Günümüzden 3000 yıl önce göçebe Türk boylarının yerleşik hayata geçtiği ilk kentlerden olan Kırgızistan’ ın 2.başkenti olarak tanınan Uş şehri ile Batı Anadolu’da bulunan Uşak şehri arasında bir bağ olabilir mi?
Anadolu’nun ortasında ki Uşak şehrinden Orta Asyada ki Kırgızistan’ın en büyük 2. şehri olan Oş/Uş Şehrine yaklaşık 5 000 kilometre var.
Kırgızistan’ın en büyük 2. şehri olan Uş Şehri nasıl bir yerdir?
Kırgızistan’ın en büyük 2. şehri olan Oş/Uş Şehri; Türk Kavminin ilk yerleşik hayata geçtiği yerleşimler arasında başı çeken arkeolojik olarak 3000 yıllık bir Türk yurdudur.
- Kırgızca : Ош (telaffuzu Oş)
- Tacik Türkçesi : Ош (telaffuzu Oş)
- Özbek Türkçesi : Ош (telaffuzu Oş)
- Kazak Türkçesi :Ош (telaffuzu Oş)
- Rusça : Ошская(telaffuzu Oşka)
- İngilize : Osh (telaffuzu Oş)
- Çince : 奥什(telaffuzu Aoşen)
- Arapça : أوش (telaffuzu Uş)
- Farsça : اوش (telaffuzu Uş)
- Peştuca : اوش (telaffuzu Uş)
Tarihte bu şehre Uş Şehri denilmişse de günümüzde ki yazımı Ош/Oş şeklinde olup Oş diye okunmaktadır.Günümüzde Oş şehri diye bildiğimiz şehir bu 10. yüzyılda “Uş” olarak bilinmektedir. 2001 yılında, Uş Şehrinin 3000’inci kuruluş yıl dönümü kutlanmış.
Çin’in kuzeyinden Hazar Denizi’ne kadar olan Türkistan/Turan İli ; avcı,toplayıcı ve göçebe özellikteki Türk’lerin “At”ı ehilleştiren ilk kavim olduğu ve yerleşik hayata geçtiği coğrafya olmuştur.
Uş kentinin de içinde bulunduğu Çin’in kuzeyinden, batıda Aral Gölü’ne kadar uzanan bölge, antik çağlardan bu yana Proto Türklerle birlikte Ari ve Proto Moğollar paylaşmışlardır.
Fergana Vadisinde Uş ilk hecesiyle başlayan 2.bir yerleşim; Uştikan Şehri
Fergana Vadisinde Uş hecesiyle başlayan ikinci bir şehir ise aşağı Nes bölümünde, Kuba ile Ahsiket arasında ki “Uştikan” şehri harabeleridir.
Uş Şehri; Ceyhun (Amu Derya), Seyhun (Sırd Derya) nehirlerinin arasında kalan Mâverâünnehir sahasında Fergana Vadisi içinde ki önemli kültür merkezlerinden biridir.
Uş Şehri’nin bulunduğu Fergana Vadisi; ilk çağlardan itibaren Türk ve İranlılara ev sahipliği yapmıştır. Bu topraklarda kurulmuş ilk Tük Devleti olan Saka İmparatorluğunun merkezi Uş ilininde içinde olduğu Fergana Vadisidir.
Oş-Uş-Uç kelimeleri Bağlantısı
Uş şehrinin yazılı tarihi 3 bin yıl öncesine kadar gitmektedir. Önce Türk Saka, Çin Wusun, Türk Hun hakimiyetleri ve sonraları Göktürk, Karahanlı hakimiyet dönemlerini yaşamıştır. Uş şehri 10. yüzyıl sonlarına kadar Karahanlıların İslamı kabul etmesiyle doğusundaki Gayrimüslim Türklere karşı bir Uç (sınır) şehriydi. Belki de adını buradan almıştır. Bu sebeple bazı kaynaklarda Uç şeklinde okunur. Uş hakkındaki bilgilere, büyük Türk alimi dilbilimci Kaşgarlı Mahmud’un ünlü Divanü Lügati’t-Türk’ ünde de rastlanır. Kaşgarlı Uş için ‘tanınmış bir şehir’ adı demekle birlikte, şehir adının “Uç” diye diğer bir yazılışını da verir.
Türklerin bilinen ilk yazılı dili olan Göktürkçe de yanda yazımı görülen ve ous şeklinde telaffuz edilen kelime Akıl/Us” olarak anlamlandırılır.
Oğuz ve Kıpçak Türkçelerinin karışımından meydana gelen Harezm Altınordu Türkçesinde ise; Oş kelimesini “Oş andın/İşte ondan” örneğinde ki şekliyle “Oş=İşte” anlamında kullanmaktadır.
Orhun kitabelerine göre Türk bozkır cemiyetinin yapısını anlatan metinlerde “Oguş=Aile “ şeklinde kullanılan kelime zamanla “Uş/Oş” şeklinde dönüşmüştür.(İbrahim Kafesoğlu/Türk Millî Kültürü/İstanbul, 1992, Boğaziçi Yayınları.)
Eski Türkçede kavak için sulak yerde yetişen bir ağaçtır, kav + -(a)k şeklinde oluşmuştur, kabuğu dökülüp kavladığı için böyle adlandırılmıştır der. Kıpçak diyalektlerinde kavağa “ausak, usak “ gibi isimler verildiğine değinir.
Uş Şehrinin Efsanesi
Uş Şehri; Nuh Tufanı sonrası Hz.Nuh oğlu Yafes babasının emriyle doğuya doğru göç ederken nehirde boğulunca ailenin başına geçen Türk isminde ki en büyük oğlunun göçü sonlandırıp yerleştiği Tanrı Dağı üstünde ki “Issık (Sıcak)Göl” ün yakınlarındadır.Uş Şehri ; Orta Asya’da kurulmuş ilk Türk devleti olan Saka (İskit) İmparatorluğu’nun ilk yurtları olan Fergana Vadisi’nde bulunan şehirlerdendir.Uş Şehri; Türklerin İslam Dini ile ilk tanıştıkları bir coğrafyada yer alıyor.Uş Şehri ; İslam dinini ilk kabul eden Türk devleti olan Karahanlıların tarih sahnesine ilk çıktıkları şehirlerdendir.
Dünya’da Türk Soylu devletleri kültürel bir birliktelikte buluşturmak ve Türk Dünyasının UNESCO’su olması hedefiyle 1993 yılında kurulan Türksoy (Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı); 36. TÜRKSOY Daimi Konseyi Dönem Toplantısı’nda “2019 Türk Dünyası Kültür Başkenti” nin Kırgızistan’ın Oş şehrinin olmasına karar vermiştir.
Fergana’nın diğer şehirlerinden farklı olarak Oş’ta ortaçağdan kalmış tarihi eserler çok az muhafaza edilmiştir. Ünlü arkeolog Bernştam’ın sözüyle söylersek “Yeni binalar altında eski Oş şehri tamamen kayıp olmuştur” Oş şehrinin Süleyman Too dağının (Bara-Kuh) yamacında bulunan ortaçağ mezarlığından “Güristan” kısmı çok iyi derecede muhafaza edilmiştir.IX-X. yüzyıllarda bu dağın üstünde gözetleme kulesi bulunuyor idiyse de, sonraları burada Karahanlıların ve XIV. yüzyılın ilk yarısı dahil olmak üzere asilzadelerin mezarları yer almaya başlar.
Aslında, şehrin ortaya çıkışını Hz. Adem’den başlatan efsaneler bile var. Bir zamanlar, Büyük İskender’in yolunun geçtiği bu topraklar, Türk tarihi açısından da çok değerli. 8.yüzyılda İpek Yolu üzerinde, bir ipek üretim merkezi olan Oş, Karahanlılar’ın ilk ortaya çıktıkları yer. Burası, aynı zamanda, Babür İmparatorluğu’nun kurucusu Babür Şah’ın da izlerini taşıyor.X. yüzyılda,Oğuz Türklerinin Hazar denizi ile Seyhun (İnci/Sir Derya) nehrinin orta yatakları arasındaki sahada bağımsız bir devletleri vardı. O zaman Seyhun nehrinin kuzeyindeki sahaya “Oğuz Bozkırı” denmekteydi.
Uş Şehrinden Anadoluya Göç
Oğuzlar Devleti komşuları Kıpçakların sürekli saldırıları sonucunda, XI. yüzyılın başlarında yıkılarak başlayan göç hareketinde Oğuz ana kütlesinden iki ayrı kopma oldu.Oğuz ana kütlesinden ayrılmadan az önce bu bölüğün başında Selçuk adında bir bey bulunuyordu.
Selçuk, Oğuzlar Devletinde ordu komutanı (sü-başı) idi. Selçuk, Oğuz yabgusu ile aralarında çıkan siyasî anlaşmazlıktan hemen sonra Yenikent’i terk ederek, İslâm ülkelerine yönelmekle, aslında kararını vermiş ve tercihini yapmış bulunuyordu. Cend’e gelir gelmez, alacağı kararlar ve göstereceği faaliyetlere dair bir durum değerlendirmesi yaptı. Selçuk’un bir toplantı düzenleyerek (kengeş: tartışma meclisi), maiyetindeki ileri gelenlerle yaptığı durum değerlendirmesi yaparak İslamı seçerek Müslüman oldu.
Oğuz yabgusu’ndan Cend şehrinin vergisini almak üzere tahsildârlar geldi. Bu durumu kendi lehine değerlendiren Selçuk, “Müslümanların gayr-i Müslimlere vergi vermeyeceğini” söyleyerek, bağımsızlık yolunda ilk adımını attı ve soydaşlarına karşı hemen cihat hareketini başlattı. Uzun süren bu mücadele hem Selçuk, hem de Oğuzlar Devleti için son derece yıpratıcı oldu.
Karahanlılar ile Sâmânîler arasında Mâverâünnehir hâkimiyeti için yapılan savaşta kaybeden Samaniler ve Selçuk bey,Oğuzların Sâmânîler ile ittifakları sırasında başlayan Mâverâünnehir’e geçişleri, Karahanlılar ile arka arkaya yaptıkları savaşlarda elde ettikleri başarılarla hızlanmış, Selçuk’un ölümüyle de bu göç hareketi tamamlanmıştır.
Beldelerin en hayırlısı Uş Şehri
Uş/Oş şehri ortaçağda çok meşhur olup, bu şöhreti sonraları da devam ettirmiştir ve ona “Hayrü’l-Büldan” (Beldelerin en hayırlısı) adı verilmiştir. Onun iklimi, serveti, güzelliği, kutsallığı hakkında çeşitli rivayetler yerli halk arasında nesilden nesle nakledilmiştir. Bu rivayetlere göre, Taht-ı Süleyman dağında güya Süleyman Peygamberin naaşı bulunuyordu. Ancak, bu tür rivayetler yerli şeyhler tarafından üretilmiş hadisler ile de destekleniyordu. Onlardan biri: Oş şehrinin güya Peygamber Efendimiz tarafından ziyaret edilmesi ve orada onun taştan yapılmış tahtının kalması gibidir (yani Taht-ı Süleyman).
Uş Şehrinde ki Babür Sultan Köşkü
Hicri 902’de (1496 M.) Timur oğullarından Babür Sultan burada eyvanlı bir hücre (köşk) yaptırmıştır. Bu hücresi (köşkü) hakkında Sultan şunları söyler:
“Kalenin güneydoğusunda Bara-Kuh adlı güzel bir dağ vardır. Bu dağın üzerinde Sultan Mahmud Han (amcası- G.A.) bir hücre (köşk) yaptırmıştı. Onun aşağısında dağın bir çıkıntısında ben de 902’de eyvanlı bir hücre (köşk) yaptırdım. Onun hücresi (köşkü) benimkinden yükseklerde olmasına rağmen benim hücrem (köşküm) daha iyi bir yerde konulmuştur ki, bütün şehir ve civarları onun altındadır.”
Babür Sultan’ın tasvir ettiği bu hücre (köşk) halk arasında Babür’ün “ak evi” diye anılmıştır, bazen de Hazreti Süleyman Peygamber’in mescidi veya mezarı diye zikredilmiştir. Bu durum zaten halk arasında eskiden beri şehir etrafında efsanevi bir tarihin mevcut olmasıyla şehrin ekonomik kudreti, güzelliği, yapıları, evliya ve hanedan mensuplarının mezarları ile birlikte şehrin bölgedeki şöhretini arttırmış, ayrıca XX. yüzyılın başına kadar şehri adeta bir mübarek yer ve ziyaret merkezi haline getirmiştir.
Oş kelimesi Oğuz kelimesinin lelaffuz şeklimi?
Sibirya bölgesinde yaşayan Teellüt Türkler’inin bir boyu olan “Todoş/Todos” ların isimleri olan bu kelimeyi Teellütçe(Güney Sibirya Türkçesi) nde “Tod- Oş/Os(Tod Oğuzları) kullanımından anlaşılacağı üzere “Oş/Os” kelimesi Oğuz/Uğuz anlamında kullanılmıştır.
Uş Şehirli Siracüddîn Ali b. Osman el-Ûşi
Mâverâünnehir’de yetişen meşhur âlimlerden birisi de Fakih, muhaddis, kelamcı (mütekellim), edip ve şâir Siracüddîn Ali b. Osman el-Ûşi’dir. Nisbesinden de anlaşılacağı üzere, Fergana vadisinde bugün Kırgızistan toprakları içinde bulunan Oş (Ûş) şehrinde dünyaya gelmiştir. Fıkıhta Hanefiliğin, itikadda Maturidiliğin önemli temsilcilerindendir.
Kaynaklar:
- KIPÇAK TÜRKÇESİ SÖZ VARLIĞINDAKİ MEYVE VERMEYEN AĞAÇ ADLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME/Betül ULUTÜR
- Ali b. Osman Siraceddin el-Ûşi’nin Yaşadığı XII. Yüzyıl Türk Coğrafyasında Türk Din Mûsikîsi’nin Gelişimi Mustafa Demirci-Fatih Koc
- İSLAM MÜELLİFLERİNE GÖRE ORTAÇAĞ’DA OŞ ŞEHRİ/GÜLNİSA AYNAKULOV
- İSLAM KAYNAKLARI VE ARKEOLOJİ ARAŞTIRMALARINA GÖRE IX-XII. YÜZYILLARDA FERGANA ŞEHİRLERİ VE ŞEHİR KÜLTÜRÜ AYNAKULOVA, Gülnisa
- OŞ İLİ ÖZGÖN İLÇESİ KÖYLERİNDE YAŞAYAN TÜRKLERİN AĞIZLARI (İnceleme-Metin-Sözlük) YÜKSEK LİSANS TEZİ Hazırlayan Işın Bilge Kağan SELÇUK
- ESKİ ORTAASYA KABİLELERİ HAKKIND A ARAŞTIRMALAR I. YÜE-Çİ’LER Doçent Dr. BAHAEDDİN ÖGEL
- İbrahim Kafesoğlu/Türk Millî Kültürü/İstanbul, 1992, Boğaziçi Yayınları.
- Arif ÇİÇEK, “Orta Asya Türk Toplumlarının Sosyo-Kültürel Yapısının Genel Bir Değerlendirilmesi”, Mavi Atlas, 6(1)/2018: 233-247