Sovyetler Birliği Moskova Spor Enstitüsü’ne bağlı 50 kişilik Rus Milli Sporcu Kafilesi ; 13 Ekim 1935 tarihinde başladıkları Anadolu Gezi kapsamında 21 Ekim 1935 yılında Uşak Kazası‘nı da ziyaret etmişti.
Rus Milli Sporcu Kafilesi içinde döneminde Dünya ölçeğinde tanınmış birçok branşta sporcu bulunmakta idi. Rus Milli Futbol Takımının forveti “Peka” /Pyotr Timofeevich Dementiev , güreşçi Aleksei Zakharovich Katulin ve Victor Alexandrovich Sokolov..vb. gibi adını spor tarihine yazdırmış birçok Rus Spor Efsanesi Türkiye’de idi.
Uşak Kazasında Rus Sporcu Kafilesini Karşılama Töreni Nasıl Yapıldı?
Rus Milli Sporcu Kafilesi müsabaka takvimine göre ; 13 Ekim 1935 ‘te İstanbul, 18 Ekim 1935’te Ankara ve 22 Ekim 1935 ‘te İzmir’de Türk sporcular ve takımlarla karşılaşacaktır.
Rus Milli Sporcu Kafilesi 21 Ekim 1935’te Ankara’dan İzmir’e giden tren güzergahında bulunan Uşak Kazasına da uğrayacaktır.
Uşak’ta Rus heyetini karşılamak üzere Uşak Halkevi ve Uşak Kaymakamlığı hazırlıklara başlıması emri verilir. Ankara’dan İzmir’e giden kafile Uşak’ta konaklayacak hazırlanan etkinliğe iştirak edecektir.
Uşak’ta Rus Kafilesi için büyük bir karşılama töreni tertip edilir. Uşak Kaymakamı Besim Ataman ve Uşak Halkevi Başkanı Yusuf Aysal Uşak İstasyonunda Rus Sporcu Kafilesine kalabalık bir karşılama töreni düzenler. Törende Uşaklı Sporcular,İzciler, devlet erkanı ve kalabalık bir halk topluluğu vardır.
Uşak Halkevi Spor Şubesine bağlı Avcılar Kulübü’nün vurduğu avlar, dost Sovyet sporcuları karşılama töreni sonrası Uşak Şeker Fabrikası salonunda büyük bir ziyafette ikram edilir.
Rus Milli Sporcu Kafilesinin yolculuğuna devam ederek 21 Ekim 1935’te İzmir’de olmaları planlandığı bu spor gezisinin gelin birazda evveliyatıyla bakalım.
SSCB-Türkiye Yakınlaşmasının Spor Hayatına Yansımaları
1934 sonrası SSCB-Türkiye arasında ki politik yakınlaşma birçok alanda işbirliği yapılarak genişlemeye başlamıştır.
Sovyetler Birliği, Ağustos 1934’te Türkiye’yi Moskova Spor Enstitüsünün kuruluş yıldönümünde sporcularıyla ağırlamak üzere davet eder. Türkiye, Cumhuriye Halk Fırkası Milletvekillerinden Cevdet Kerim İncedayı başkanlığında ki Türk Sporcu kafilesiyle bu davete icabet edecektir.
16 Mart 1921’de Moskova’da SSCB ve Türkiye arasında Dostluk ve Kardeşlik Anlaşması imzalanmasını takiben SSCB 1922’de Türk futbol takımını davet etti. Türk futbol takımı SSCB davetini uluslararası spor federasyonun yasağından dolayı gerçekleştirememişti.
Türk Milli Takımı Moskova’da
Türkiye -SSCB Futbol takımları 7 Ağustos 1934’te yine Dinamo Stadı’nda 60 000 seyirciye karşı oynadı.Moskova’daki futbol yarışmasına paralel olarak Leningrat’ta güreş, yüzme, futbol ve atletizm yarışmaları yapıldı. Türk takımı güreşte 6:0 kazandı. Leningrad şehri takımı ile İstanbul Halk Evi takımı arasında futbol maçı yapıldı.
Türkiye Spor Kafilesi Başkanı Cevdet Kerim Bey, Türk Sovyet dostluğunun hükümetler dostluğu çerçevesine taşarak milletler dostluğu halini aldığını söyleyerek SSCB tarafını Türkiye’ye davet etti.
SSCB Rus Sporcu Kafilesi Rusya’dan Yola Çıkıyor
Türk sporcuların birçok kez Rusya’ya gelmesinin ardından, Sovyetler iki ülke ilişkilerine katkıda bulunması için 1935 yılında aralarında, futbol, tenis ve güreş takımları gibi spor kulüplerini Türkiye’ye gönderme kararı aldı.
Rus Milli Sporcu Kafilesi Çiçerin Vapuru ile Odessa limanından 10 Ekim 1935’te hareket ederek 15 Ekim 1935’te İstanbul Galata Limanına vardı.
Çiçerin Vapuru’nun getirdiği SSCB Yüksek Beden Terbiyesi Kurulu Başkanı B. Mançef başkanlığında ki 100 kişinin üzerinde Rus sporcu ve izci takımları İstanbul Galata rıhtımında büyük bir törenle karşılanmıştı.Kalabalık bir kadro ile gelen Sovyet sporcuları, futbol takımı, güreş, tenis,eskrim ve izci takımlarından oluşmaktaydı.
Karşılama töreninde konuşan SSCB Yüksek Beden Terbiyesi Kurulu Başkanı B. Mançef şöyle diyordu:
“Sovyet sporcularının genç, Türk sporcularının da yeni olması nedeniyle yapılan müsabakalar sayesinde birlikte çalışıldığını bundan dolayı yakın bir zamanda Avrupa için sporun her sahasında kuvvetli ve tehlikeli rakipler olacaklardır.”
Cumhuriyet Gazetesi, 13 Birinciteşrin 1935 Sayı:4100 s. 8.
SSCB’nin Radyodan İlk Yurtdışı Canlı Maç Yayını
Rus sporculara istanbul,Ankara ve İzmir’de müsabakalar tertip edilmiştir. Yolculuklar tren ile yapılacak yol güzergahında ki vilayetlerde ziyaretler ve karşılama törenleri yapılacaktır.
Rus Sporcuların Müsabaka Takvimine göre ; 13 Ekim 1935 ‘te İstanbul, 18 Ekim 1935’te Ankara ve 22 Ekim 1935 ‘te İzmir’de Türk sporcular ve takımlarla karşılaşacaktır.
Rus kaynaklara göre 13 Ekim 1935’de Fenerbahçe Stadında oynanan Türkiye ve Sovyetler Birliği dostluk maçı sırasında gazeteci Sinyavski İstanbul’dan canlı yayın yaptı. Bu yayın, Rusya spor tarihinde yurtdışından radyodan ilk futbol canlı yayını olarak tarihe geçti.
SSCB Rus Sporcu Kafilesi Geziyi Anlatıyor
Rus Sporcu Kafilesi Başkanı SSCB Yüksek Beden Terbiyesi Kurulu Başkanı B. Mançef Türkiye’ye yaptıkları gezi hakkında şöyle konuşuyordu;
“Türkiyeden dönen Sovyet sporcuları duygularını anlatıyorlar… Türkiyeyi ziyaret eden spor heyetinin başkanı, SSCB Yüksek Beden Terbiyesi Kurulu Başkanı B. Mançef, “Çiçerin” vapurunun radyosu vasıtasiyle Tass ajansına aşağıdaki diyevde (açıklama) bulunmuştur:
“Sovyet sporcularının seyahati yeni ve parlak bir Sovyet – Türk dostluk tezahüratı halini almıştır. Daha Türkiyeye geldiğimiz anda, samimî dostlar arasında bulunduğumuzu hissettik. Türkiyede kaldığımız iki hafta zarfında, Türk ulusunun bize karşı olan sevgisinin ne kadar derin olduğunu anlamak imkânını elde ettik. Bütün yol esnasında, hararetli alâka gördük. Veda bilhassa heyecanlı oldu. Binlerce halk dost bir memleket mümessillerine ‘Allaha ısmarladık’ demek için sokaklara fırlamıştı. Türk sporcularının yüksek oyunlarını bilhassa kaydetmeliyim. Oyunları eskisine nisbetle çok yükselmiştir… “
Ulus gazetesi 4 Kasım 1935
Rusların Efsane Futbolcusu“Peka” Türkiye Hatıralarını Anlatıyor
Rus yazar Lev Kassil 1935 yılında gerçekleşen Türkiye Gezisi hakkında ki hatıraları derleyerek yazdığı “Türk Kramponu “adlı kitabıyla Rusya’da meşhur olur.
Rus yazar Lev Kassil kitabında Rus Milli Futbol Takımının forveti “Peka” /Pyotr Timofeevich Dementiev’in kramponunda kurtulma hikayesini şöyle anlatır;
“İstanbul’da maça çıkan Peka’nın, zeminin bozukluğundan dolayı kramponları yırtılır. Diğer maçlara çıkmak için şehirde kendine yeni bir krampon arayan Rus futbolcu, ayağına birkaç numara büyük bir krampon bulur.
İzmir’de oynadıkları son maçın ardından şehirde geziye çıkan futbolcular, çantalarını başta lokum olmak üzere Türkiye’ye ait hediyelik eşyalarla doldurur. Çantasını tamamıyla dolduran Peka, kramponların ağırlık yapacağını düşünerek onlardan kurtulmaya karar verir. Kaldığı otel odasında görünmeyen bir yere kramponları saklayan Peka, ülkesine gitmek için takımla beraber tren istasyonuna gider.
Ancak, tren kalkmak üzereyden birden bir düdük sesi duyulur ve tren hareket etmez. Peka, bir sesin kendini çarğıdığını duyar. “Mösyö Dementev, Bay dementev, Yoldaş Tonton. Kramponlarınızı odanızda unutmuşsunuz.” Gelen otel çalışanı gençtir, ve kurtulmaya çalıştığı kramponlar geri dönmüştür.
Peka, istemeden de olsa kramponları alır.Ancak, onlardan kurtulmaya kararlı olan Rus futbolcu, gece herkes uyurken gizlice yerinden kalkar ve kramponları trenden aşağı atar. Kramponlardan kurtulduğu için rahatlayan Peka’yı İstanbul’da bir sürpriz beklemektedir. Tren eski Başkente vardığında Türk yetkililer trene gelir. “Lütfen söyler misiniz, aranızda kimin kramponu trenin penceresinden düştü? Biz kaybolan kramponlarınızın bulunduğuna dair bir telgraf aldık. Merak etmeyin yarın size ulaştıracağız.
Böylece Peka kramponlarıyla ikinci kez karşılaşır.İstanbul’da Rusya’da gitmek üzere Çiçerin adlı vapura binen Rus futbolcular, ülkelerine doğru yola çıkar. Peka ise kramponlarını yatağının altına saklar. Yolda büyük bir fırtınaya yakalanan gemi, 3 gün boyunca dalgalarla savaşır. Bu süre boyunca futbolculara ait eşyalar yerlerinden düşerek ortalığa saçılır. Bunların arasında Peka’nın kramponları da vardır. Bir süre sonra geminin mazotu biter ve denizin ortasında sıkışıp kalırlar. Vapurdaki yiyecekler de bitmeye yüz tutunca, arkadaşları bir ara “Hadi Peka’nın kramponlarını yiyelim” diyerek dalga geçerler.
Kramponlarının kendisi için bela haline geldiğini düşünen Rus futbolcu hala onlarda kurtulmak istemektedir. Bir süre sonra Rusya’dan kurtarma gemisi “Toros” yardıma gelir. Peka gemiye çıkarken kramponlarını gemide bırakmak ister ama arkadaşları ise dalga geçmeye başlar.Peka kramponlarını eline alır, denize fırlatır ve bağırır; “Hadi bakalım şimdi nasıl geri döneceksiniz, işe yaramaz döküntüler!”
Lev Kassil / “Türk Kramponu “
Türkiye, Milli Mücadele Dönemi Rusya ile başlayan politik ilişkilerini 1934 sonrası bu türden spor ve kültürel gezilerle artırarak devam etti. Türk-Rus dostluğu,Atatürk sonrası Milli Şef İsmet İnönü’nün Amerika’yı müttefik edinmesiyle 1940 sonrası yerini gerginliğe bıraktı.