Milli İstihbarat Teşkilatının Gizemli Başkanı Uşaklı Tuğgeneral Naci Aşkun

Tuğgeneral Naci Aşkun
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlarından Adnan Menderes’e karşı 27 Mayıs 1960 tarihinde Millî Birlik Komitesi tarafından yapılan darbe sonrası 17 Ocak 1961 yılında Milli İstihbarat Teşkilatının başına 1961 yılının Ocak ayında yapılan atamayla Uşak doğumlu İstihbarat Tuğgenerali Naci Aşkun geçti.

Günümüzde Milli İstihbarat Teşkilatı(MİT) adıyla bildiğimiz kurumun önceki ismi 22 Temmuz 1965 tarihinden önce Milli Emniyet Hizmetleri Riyaseti(MAH) idi.

27 Mayıs 1960 darbesini yapam Milli Birlik Komitesi; dönemin en önemli kuruluşlarından Milli Emniyet Hizmetleri Riyaseti(MAH) başına 1957 yılında “9 subaylar Olayı” olarak bilinen başarısız bir darbe girişiminde bulunan İstihbarat Tuğgenerali Naci Aşkun’u geçirdi.

Kurmay Yüzbaşı Naci Aşkun; 1945 yılında Genelkurmay Başkanlığı Yayınlarından çıkan “1941 Balkan ve Girit Harbi (Yunan-Alman, İtalya Harbi)” ismiyle bir kitap yazmıştı ve 3 yabancı dil bilen yetkin bir isim olarak boy gösteriyordu.

Tuğgeneral Naci Aşkun’un Uşak bağlantısı nedir?

Naci Aşkun;Milli İstihbarat Teşkilatı internet sitesinin verdiği bilgiye göre, Uşak’ta 1906 yılında doğmuştu. Uşak’ta doğması ailesinin Uşaklı olmasındanmıdır? Yoksa babasının görevi nedeniylemidir? Babası ve annesi kimdir? gibi soruların hiçbir kaynakta cevabı yok…

Naci Aşkun ; Türkiye Cumhuriyeti’nin yakın tarihine derin izler bırakmış önemli bir isim olmasına rağmen Uşak şehri ile bağlantısı ,hayatı ,ailesi,….vs. bilgiler o kadar sınırlı ki yazılabilecek olanlar yoğun bir sis perdesinin arkasında gizlenmekte. Sanki bir el onun hakkında çok şey bilinmesin istemiş.

Naci Aşkun hakkında çok fazla bilgiye sahip değiliz. İstihbaratçı olması nedeniyle ailesi hakkında malumat edinilmesi istenmemiş olmalıdır.Uşak şehrinde yaptığımız araştırmadada Aşkun soyadı çok yaygın bir nitelikte değildir.

Naci Aşkun’un Ailesi

Milli İstihbarat Teşkilatı internet sitesinin verdiği bilgiye göre;Nezahat Hanımla evli, iki çocuk sahibidir.

Naci Aşkun’un oğlu; Yıldız Teknik Üniversitesi Yıldız Yerleşkesinde ki Konferans Salonuna adı verilen Mimarlık Fakültesinin efsane hocalarından Prof. Alpay AŞKUN ‘du.

Naci Aşkun’un kızı; Ayla Özkan hakkında ise bir bilgiye ulaşamadım.

06.03.1988 tarihinde vefat eden Prof. Alpay AŞKUN için Milliyet gazetesine verilen taziye ilanında ;
ACI KAYBIMIZ Nezahat ve merhum Tümgeneral A.Naci Aşkun’un oğlu,Süreyya ve Behçet Yüce’nin damadı,Ayla Özkan’ın ağabeyi,Kemal Özkan,inci Leybrand,Çetin,Metin,Bengü ve Şamil.Yüce’nin enişteleri”
diye bahsediyordu
5 Temmuz 961 tarihinde vefat eden Gülsüm Aşkun için Milliyet gazetesine verilen taziye ilanında ;
“General Naci Aşkun ve kardeşi Kâmil Aşkun’un anneleri bayan GÜLSÜM AŞKUN 5 Temmuz 961 günü rahmetine kavuşmuştur.Cenazesi 7 Temmuz 961 Cuma günü öğle namazını müteakip Şişli Camimden kaldırılacak.”
diye bahsediyordu.

Naci Aşkun’un kardeşi Kâmil Aşkun; Hava Kuvvetleri Kumandanlığı Bölge Tayyare Tamir Fabrikası Müdürlüğü yapmıştı.26 . 1 . 1949 gecesi saat 1.1.15 de çıkan yangında  ihmali görülerek Malatya 1. Askerî Mahkemesinde açılan tazminat dâvası 1949 senesinden 1962 senesine kadar 13 sene müddetle devam etmiş Binbaşı Kâmil Aşkun ise 1961 yılında askerlikten istifa ederek ayrılmıştı.

Uşaklılar ve Darbe İlişkisi İlginçtir

Uşaklı ve darbe bağlamında tarihi bilgileri deşelediğimizde çok ilginç bir şekilde; Osmanlı Devletindeki ilk hükumet darbesine adı karışan Uşaklı hafız Mustafa Mehmet Nasuh Efendi,İttihat Terakki Cemiyetinin Babıali Darbesinde Uşak Redif Taburu,Menderes’e darbe planlayan 9 subay olayında Uşaklı Naci Aşkun, 27 Mayıs Darbesini yapan Uşaklı Cemal Madanoğlu ve 15 Temmuz Fetö Kalkışmasında gördüğümüz Uşaklı isimler…vs. gibi birçok misal karşımıza çıkıyor.

Milli İstihbarat Teşkilatı Tarihi Ve Amerikancı Teslimiyet

Naci Aşkun; Milli İstihbarat Teşkilatının başına Amerika hakimiyetini tasfiye etmesi amacıyla getiriliyordu.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlarından Adnan Menderes’i 27 Mayıs 1960 tarihinde darbe yapan Millî Birlik Komitesi üyeleri devlet idaresinde yapmak istedikleri değişikliklere Milli Emniyet Hizmetleri Riyaseti(MAH)nden başlar.

Önceliği Milli İstihbarat teşkilatın kuruluşuna verelim:

Türkiye’de, sistemli ve organize nitelikte istihbarat örgütü kurma girişimleri, Osmanlı Devleti’nin son yıllarında başlamış olup bireysel bazda ve sınırlı nitelikte sürdürülen istihbarat çalışmalarının bir merkezden organize biçimde yürütülmesine ihtiyaç duyulmuş ve 17 Kasım 1913 tarihinde Enver Paşa tarafından Teşkilat-ı Mahsusa isimli istihbarat örgütü kurulmuştur.

Milli Mücadele döneminde istihbarat faaliyeti Karakol Cemiyeti,Zabitan, Yavuz, Hamza ve Felah Grupları,Askeri Polis Teşkilatı,Tedkik Heyeti Âmirlikleri ve Müsellah Müdafaa-i Milliye Cemiyetleri üzerinden parçalı bir vaziyette yürütülmesi ardından 6 Ocak 1927 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk istihbarat kuruluşu olan Milli Emniyet Hizmeti Riyaseti (M.E.H./MAH) adıyla yeniden kurulmuştur.
Nasıl Amerikancı Olduk
Atatürk döneminde dış siyasette emperyalist ülkelere karşı izlenen denge siyaseti Atatürk’ün ölümü üzerine yerine geçen İsmet İnönü tarafından Atatürk’ün ölümünden yalnızca 6 ay sonra bozularak İngiltere ve Fransa’yla 1939’da imzalanan Üçlü İttifak Antlaşması, yoğunlaşarak günümüze dek gelen bu sürecin başlangıcı olmuştur.

İsmet İnönü bu ittifakın ardından 1 Nisan 1939’da Amerika ile antlaşma yaptı. 5 Mayıs 1939’da yürürlüğe giren bu anlaşmaya göre, Türkiye Amerika’ya ”Gerek ithalat ve ihracatta gerekse diğer bütün konularda en ziyade müsaadeye mazhar millet statüsü” tanımıştı. Bununla birlikte Amerikan sanayi malları için yüzde 12 ile yüzde 88 arasında değişen oranlarda gümrük indirimleri sağlanıyordu.

Üçlü İttifak Antlaşması’na ilk tepki Almanya’dan geldi ve Hitler Türkiye’yi “ikinci derecede işgal edilecek ülkeler” grubuna soktu.

Türkiye’nin tarafsızlık politikasından uzaklaşmasına Almanya’nın ardından Balkan Devletleri ve Rusya tepki gösterdi. Özellikle Türkiye ve Rusya artık birbirlerine karşı “öncelikli tehdit” oluşturan iki ülke haline gelmişlerdi. Gazi’nin dış politika uygulamaları her yerde sekteye uğruyordu.
Türkiye Atatürk Sonrası Emperyalizm Güdümüne tekrar Giriyor
Üçlü İttifak Antlaşması Türkiye’nin Atatürk tarafından çizilen dış politikasının terk edilmesidir. Daha 20 yıl önce silahlı mücadele ile yenilen ve Türkiye’yi yok etme kararlılığını açıkça ortaya koyan emperyalist devletlere hiç gereği yokken bağlanma yoluna gidilmiştir.

Hitler tehlikesi üzerine,1926 yılında Almanlar tarafından kurulan Kayseri Uçak Fabrikası 1932’ den sonra Amerikan Curtis-Wright grubuyla işbirliğine geçiyordu.

Türkiye II.Dünya Savaşı’ndan sonra, 1947’de Truman Doktrini, 1948’de Marshall Planı ile ABD etkisine girdi.

Atatürk, ABD ile çıkar temeline dayanan ama hiçbir şekilde iç içe geçmeyen ve ABD’yi Türkiye’nin iç işlerinden uzak tutan bir politika izliyordu.Ama İsmet İnönü, Amerika ile müttefiklik ötesinde bağımlılık derecesinde bir ilişki politikası yürütüyordu.
Mareşal Fevzi Çakmak İnönüye Darbe Hazırlığında
Meclis Başkanı Refik Koraltan Hatıralarında ; 1947 yılında Genelkurmay Başkanlığı sona eren Mareşal Fevzi Çakmak’ın o dönemin İnönü muhaliflerine İnönü’ye karşı darbe yapma teklifinde bulunduğunu Celal Bayar tarafından ikna edilerek vazgeçtiğini anlatır.

Ordudaki ‘zinde güçler’, ilk kez 1942-1943’te İsmet Paşa’nın ‘yetersizliğini’ ileri sürerek iktidara el koymaya niyetlenmişler ama II. Dünya Savaşı yüzünden bunu gerçekleştirememişlerdi.

Türkiye’nin Amerika başta olmak üzere 1945’den sonra Batı’ya yönelmesiyle ekonomik dengeler bozulmaya başlamıştı. Bazı alanda üretim yapmamız engelleniyordu. Sanayi, tarım ve madencilikte ulusal üretime yönelmeyi engelleyen politikalar uygulanmaya başlanmıştı. Batının etkisi bu yıllardan itibaren artmaya başladı.
Marshall Yardım Projesi
Amerikancılığa ilk adımı 2. Dünya Savaşı biterken, Marshall Yardım Projesi’ni imzalayan İsmet İnönü attı. Türkiye’nin yörüngesini oynatan İsmet İnönü ise, bu Amerikancılığı aşırılaştırıp kulluğa çeviren de Adnan Menderes oldu. Türkiye’nin NATO’ya sokulması; arkasından Kore savaşına asker yollanması; ülkemizin Batı ittifakı için kulluk/kabadayılık yapmak için can attığının göstergesi sayıldı. Amerikan tarafı; Demokrat Parti iktidarının bu zaafını iyi değerlendirdi.

20 Mart 1954’de TBMM’de kabul edilen ‘NATO Kuvvetler Statüsü Sözleşmesi’ ile Amerikan yönetimine Türkiye’de üsler, asker” tesisler kurma, ve askeri personel bulundurma imkanı tanındı. Bu anlaşmaya göre; Türk topraklarında suç işleyen Amerikan askerlerini bile yargılayamayacaktık. Türkiye’nin itaat eden pozisyonunda olduğu bu anlaşmada Amerikan tarafı yetkili konumda idi ve ancak kendi çıkarı gerektiğinde Türkiye’ye yardım edecek bir hakkı elinde tutuyordu.

Bu ikili anlaşmalarla Amerikan tarafı Türkiye’ye müdahale edebilme hakkını da ele geçirmişti. Ülkemiz artık Suriye, Irak, Lübnan gibi yeni kurulmuş olan ve İngiliz-Amerikan güdümünde (mandasında) yer alan sıradan bir ülke haline getirilmişti.

1877-1878 savaşından sonra Prusya modeline göre biçimlenen Türk ordusu, 1942 yılından itibaren Ödünç Verme ve Kiralama Kanunu çerçevesinde başlayan Amerikan yardımının bir ayağı olarak, 1943 yılından itibaren Türkiye’de Amerikalı uzmanların görevlendirilmesi ile Amerikan ordu nizamına göre şekil almaya başlamıştır.

Amerikan yardımı ile verilen araç ve teçhizatın Türk ordusunca verimli kullanılmayacağı endişesi bu yardımın kapsamını genişletmiş ve Türk Silahlı Kuvvetlerindeki subay ve ast subayların eğitimini de içene almıştır. Amerikan silah ve teçhizatın etkin kullanımının öğretildiği teknik ve doktriner kurslar açılmıştır. Bu kurslarda Türk Ordusunda o güne dek örneklerine pek rastlanılmayan astların, üstlere öğretmenlik yaptığı görülmüştür.
Tuğgeneral Naci Aşkun Milli İstihbaratın Başına Ne İçin Geçirildi?
Milli Emniyet Hizmetleri (MAH) içine bu dönemde Amerikalılar iyice yuvalanmışlar ve Türk devletinin istihbarat örgütünü kendi hesaplarına çalıştırmaya başlamışlardı. Bütün dosyalar CIA’nın kontrolündeydi. Öyle ki, MAH elemanlarının maaşlarını bile bizzat Amerikalılar ödüyordu. MAH-CIA ilişkilerinden yakınan İsmet İnönü, “Bir görev veriyorum, bana gelmeden Washington’un haberi oluyor” diyordu.

MAH’ın bu dönemde “CIA’nın bir şubesi” haline dönüştürülmesi bir benzetme değildir. Fiili bir gerçektir. O kadar ki, güya Türkiye adına(!) istihbarat yapmakla görevli istihbaratçıların maaşlarını dahi CIA ödemektedir.

27 Mayıs Darbesi ile sonra Milli Birlik Komitesi ,Milli İstihbarat Teşkilatı(eski adı Milli Emniyet Hizmetleri Riyaseti-MAH) ını millileştirmeye” çalıştı. Bu işi içinde seçtiği kişi Milliyetçi-Turancı fikirleriyle tanınan Uşaklı Tuğgeneral Naci Aşkun idi.
Naci Aşkun’un Hayat Kronolojisi;
  • Naci Aşkun; Uşak’ta 1906 yılında doğmuştur.
  • İstanbul Kara Harp Okulu’ndan 1930 yılı mezunudur.Türk Silahlı Kuvvetleri’ne 1930 yılında Topçu Asteğmen olarak katılmıştır.
  • Emekli Kurmay Albay Kenan Kocatürk ‘ Bir Subayın Anıları‘ isimli kitabında; 1938 yılında Dolmabahçe Sarayı’nda Atatürk’ün ecelle pençeleştiği sırada Harp okulundan arasında Üsteğmen Naci Aşkun’un da bulunduğu bir grup arkadaşı ile düzenli toplantılar yapıp Atatürk ölürse yerine kim geçecek ? Atatürk ölürse ne olacak, vatanı kim kurtaracak ? gibi sorulara cevap bulmaya çalışıp birlikte hareket etmek üzere sözleşiyorlardı.
  • Üsteğmen Naci Aşkun; 15 Nisan 1940 tarihinde Kurmay Yüzbaşı olarak Milli İstihbarat Teşkilatı(eski adı Milli Emniyet Hizmetleri Riyaseti-MAH) emrine tayin edildikten sonra 12 sene bu kurumda çeşitli makamlarda önemli görevler ifa etmiştir.
  • Kurmay Yüzbaşı Naci Aşkun; 1943 yılında Türkçü hareketin en radikal sözcülerinden Dr. Fethi Tevetoğlu’nun çıkardığı “Kopuz” adlı dergide yazar olarak karşımıza çıkıyor. Askeri Dr. Fethi Tevetoğlu’nun ; “IrkçılıkTurancılık Dâvası”nda yargılanmasıyla dergi kapatıldı.
  • Kurmay Yüzbaşı Naci Aşkun;1943 yılında İnönü’ye karşı sonuçsuz kalan ‘Hücum Ordusu’ adındaki ilk cunta hareketi içesinde olduğu iddiasıyla yargılandı. 2. Dünya Savaşı’nın devam ettiği bir ortamda bu darbe teşebbüsünden vazgeçilmişti.
  • Kurmay Yüzbaşı Naci Aşkun; 1945 yılında Genelkurmay Başkanlığı Yayınlarından çıkan “1941 Balkan ve Girit Harbi (Yunan-Alman, İtalya Harbi)” ismiyle bir kitap yazdı.
  • Kurmay Yüzbaşı Naci Aşkun’u 27 Mayıs Darbesinin başındaki Uşaklı Cemal Madanoğlu ile birlikte İkinci Dünya Savaşı sonrası bu dönemde İnönü yönetiminden rahatsız genç subayların 1946 seçimlerinde destekledikleri Demokrat Parti’nin kazanamaması üzerine Ankara’da memleket meselelerini tartışıp, dertleşen subay toplantılarında görüyoruz.
  • Kurmay Binbaşı Naci Aşkun; 1949-1952 yılları arasında Milli İstihbarat Teşkilatı(eski adı Milli Emniyet Hizmetleri Riyaseti-MAH)Erzurum Merkez Şefliği yaptı.
  • Kurmay Yarbay Naci Aşkun;1952 yılında Roma Askeri Ataşeliği görevine atandı.
  • Kurmay Yarbay Naci Aşkun; 1957 tarihinde 50 yaşında Milli Savunma Bakanlığı İstanbul Tetkik Kurulu Üyesi ve 66. Tümen Topçu Birliği Komutanı idi. DP iktidarına karşı darbe düzenlemek amacıyla ordu içinde gizli bir örgüt kurulmak iddiası ile “9 Subay Olayı’nda 26 Aralık 1957tarihinde tutuklandı. Aylarca soğuk bir hücrede tek başına kalmıştı. Hava alması, volta atması için bile avluya çıkarılmamıştı. Tuvaletini bile hücresine konan bir kovaya yapmıştı.Tüm baskılara dayanarak; Ordu içinde hükümeti devirmek için bir faaliyet olmadığını, eğer varsa böyle bir girişimden haberi olmadığını söyleyerek, kimseyi ele vermemişti. 66. Tümen Topçu Birliği Komutanı Kurmay Yarbay Naci Aşkun;66. Tümen komutanı Tümgeneral Cemal Tural başkanlığında 26 Mayıs 1958’de başlayan ve altı ay süren yargılamalar sonrası beraat edip yeniden orduya geri döndü. Bu olay Dokuz Subay Olayı olarak tarihe geçti.Olay kapatıldı.İki yıl sonra, 27 Mayıs’ta Menderes’i devirecek askerler, o çekirdeğin içinden çıkacak, devrilen Cumhurbaşkanı Bayar ise yıllar sonra gazeteci Cüneyt Arcayürek’e “9 Subay olayı iyi değerlendirilse 27 Mayıs olmazdı” diyecekti.
  • Naci Aşkun; 1959-1960 yılları arasında Milli İstihbarat Teşkilatı(eski adı Milli Emniyet Hizmetleri Riyaseti-MAH)Erzurum Hatay ili Dörtyol kazası Şefliği yaptı.
  • Naci Aşkun; 27 Mayıs 1960 ihtilalini planlayan ekip tarafından tekrar Roma Askeri Ataşeliği görevine atandı.Bu atama ihtilalin başarısızlığı halinde tüm kadroların ele geçmeyip yurtdışına kaçabilmeleri ve tekrardan darbe hazırlığı yapabilmeleri amacıyla yapılmıştı.
  • Naci Aşkun; 27 Mayıs 1960 ihtilalini takip eden dönemde 17.01.1961 tarihinde Milli İstihbarat Teşkilatı(eski adı Milli EmniyetHizmetleri Riyaseti-MAH) Reisliği’ne atandı.İhtilal başarılı olunca, komitenin ilk çekirdek kadrosunda bulunan Naci Aşkun’a yine görev düşmüştü. MAH’ı millîleştirmesi için Roma’dan Ankara’ya çağrıldı. Teşkilatı tanıyordu ve ne yapacağını iyi biliyordu, kurmay yüzbaşıyken MAH’ta çalışmıştı. Ve beklenen büyük operasyon gerçekleştirildi: teşkilat içindeki sivil personelin tamamına yakını ya devletin başka kurumlarına gönderildi ya da emekliye sevk edildi.Teşkilattaki CIA ile bağlantılı unsurlar ayıklandı.ABD’nin CIA’sının kontrolündeki Milli Emniyet Hizmetleri (MAH)’ta Tümgeneral Naci Aşkun’un Başkanlığında yüzde 90’a varan bir tasfiye gerçekleşti. 27 Mayısçılar ABD’nin yanında Kore’ye gönderilen tugayıda geri çağırdı.
  • Naci Aşkun; 22 Şubat 1962 tarihinde Harp Okulu Komutanı Kurmay Albay Talat Aydemir ve arkadaşlarının, ordu içindeki 27 Mayısçıların tasfiyesi için kalkıştığı başarısız darbe teşebbüsüne adı karıştığı gerekçesiyle 2.Kolordu Kumandanlığına atandı. İhtilâlin sonucundan memnun olmayan MBK üyeleri Meclis ’in iş yapamayacağına inanmışlardı.Meclis ’e karşı hoşnutsuzluk duyuyorlar ve bir ihtilâl ile Meclis ’i temizlemek istiyorlardı. MBK ’cılar tarafından desteklenen bir grup CHP linin başında Cemal Yıldırım ve Sıtkı Ulay bulunuyor, halen millî hizmet başkanı olan Naci Aşkun da onlarla teşriki mesai ediyordu.
  • Naci Aşkun;18 Temmuz 1962 tarihine kadar Milli İstihbarat Teşkilatı(eski adı Milli Emniyet Hizmetleri Riyaseti-MAH) Reisliği görevini sürdürmüştür.
  • Naci Aşkun; 30 Ağustos 1968
Kaynaklar:
  • CUMHURİYET TARİHİNDE BİR ORDU-SİYASİ ERK ÇATIŞMASI: İSMET İNÖNÜ İKTİDARINA YÖNELİK DARBE GİRİŞİMLERİ VE 6 HAZİRAN 1950 TASFİYE HAREKETİ Şakire ÇİMENLİ
  • Atesten Yillar; Siyasette Said Nursi Tartismasi. Nesil Yayınları
  • Atatürkçüler Yenildi-ENKİ YAYINLARI- Yılmaz Dikbaş
  • Cumhuriyet Apartmanı Yazar: Ahmet Kekeç
  • MİLLET MECLİSİ TUTANA K DERGİSİ-32. Birleşim-22 . 6 . 1965 Salı

Notice: Undefined offset: 0 in /home/sehrimde/usaktayiz.com/wp-content/themes/express-news/single.php on line 31

Notice: Trying to get property 'term_id' of non-object in /home/sehrimde/usaktayiz.com/wp-content/themes/express-news/single.php on line 31

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir