Osman Okkan ;Uşak Eşrafından ulema ve tüccar özellikleriyle öne çıkan Okkazade ailesinden olup 1947 yılında Ankara’da dünyaya gelmiştir. Dünya’nın başta gelen sinematik ödüllendirme organizasyonlarından Grimme ve Altın Küre Ödüllü belgesel film yapımcısı ve Türkiye Almanya Kültür Forumu‘nun kurucusudur.
Almanya`nın ilk Türk Gazetecilerinden biri olan Osman Okkan; WDR Köln Radyosu’nda ki unutulmaz programları ve Grimme Ödüllü belgesel film yapımcısı olarak hafızalarda kalacak.
Uşak Eşrafından Okkaoğlu/Kıyyezade Sülalesi
Osman Okkan ; Uşak Eşrafından halı tüccarı Okkaoğlu/Kıyyezade Hacı Osman Efendi oğlu Mustafa Efendi’nin oğlu Celal Bey’den torunudur.
Okkaoğlu/Kıyyezade ailesi 18.yüzyıldan itibaren Uşak eşrafında öne çıkan ailelerdendir.Soyadı kanunu ile ailenin bir kısmı Okkan soyadını alır iken diğer kısmı Okkaoğlu soyadını almıştır. Aile hakkında daha geniş bilgi almak için bu linke tıklayarak ulaşabilirsiniz:
Okkaoğlu Mustafa oğlu Celal Okkan;İstanbul Hukuk Fakültesi’ni bitirmesiyle Maliye Bakanlığı Teştiş Heyeti maiyetinde teftiş memuru olarak Anadolu’nu bir çok yerinde görev yaptı.Osman Okkan;Celal Bey ve Nuriye Hanım’ın Ankara’da ikamet ettiği dönemde 1947 yılında dünyaya geldi.Çocukluk ve gençliğini geçirdiği İstanbul’da ilk ve orta öğrenimini tamamladı.
Ağabeyi Mustafa İlkin Okkan İstanbul’un meşhur pastanelerinden Baylan Pastanesi sahibi olup Fenerbahçe Spor Kulübü, Lions ve Rotary-Istanbul eski Yönetim Kurulu üyeliği görevlerinde bulunan renkli bir kişiliktir. Baylan Pastanesi ;Arnavutluk’tan yeni gelmiş Philippe Lenas tarafından Loryan adıyla 1923 yılında Beyoğlu’nda açılır. Loryan Pastanesi;1964’teki ‘Rum tehciri’nde devlet tarafından el konan işletmeler arasında yer alır ve Avukat M. İlkin Okan’a devredilip ‘Milo Baylan’ adını alır.
Baylan Pastaneleri; Türk Edebiyatı’nın başta gelen uğrak mekanları arasına girer.Baylan’ın müdavimleri arasında: Adnan Özyalçıner, Atilla İlhan, Ahmet Oktay, Arif Damar, Behçet Necatigil,Cemal Süreya, Demir Özlü, Doğan Hızlan, Edip Cansever, Erdal Öz, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Ferit Edgü, Fethi Naci, Oktay Akbal, Haldun Taner, Orhan Kemal, Peyami Safa, Ülkü Tamer, Sevim Burak …vs. gibi isimler sayılabilir.Baylan denilince 1952-1954 arası edebiyat dünyasında meşhur olan “Maviciler” akla gelir. Maviciler için bu mekân buluşma yeridir. Bu edebiyat teşekkülüne ‘Baylancılar Akımı’ da denilir.
Osman Okkan’ın Hayat Görüşü
Osman Okkan; Hayatı boyunca sosyalist bakış açısıyla ayrımcılık, şiddet , kadın hakları,basın özgürlüğü ,ırkçılık konularında çetin bir mücadele içinde oldu. Öğrencilik yıllarında o zamanlar gastarbeiter (misafir işçi) denilen Türkiye kökenli insanların sorunları ve sosyal yaşamları ile yakından ilgilendi.Sendikal faaliyetlerde bulunduğu gibi göçmen kökenlilerin oluşturduğu birçok derneğin kuruluşuna katkıda bulundu.
Kurucusu olduğu Türkiye Almanya Kültür Forumu aracılığıyla önemli başarılara imza attı.Osman Okkan, 1980’li yıllarda birçok sanatçı, yazar, kültür adamı ve medyacının girişimiyle oluşan ve 1993 yılında resmen Türkiye Almanya Kültür Forumu adı altında kurulan derneğin yıllardır sözcülüğünü yapmaktadır. Almanya’da ki Türk nüfusun demokratik süreçlere katılımı ve göçmen sorunları konusunda yaptığı çalışmalar birçok ödüle layık bulundu.Film ve projelerle, kendisini kültürel düzeyde Alman-Türk uluslararası dostluk anlayışına adamıştır.
Her zaman araştırmacı, sorgulayan ve karanlıkta kalanları aydınlığa çıkartmaya yönelik bir gazetecilik anlayışı sergiledi.Kültürler arasında anlaşma, kaynaşma, farklı kültürlerin ve toplumların birbirini daha iyi tanıması konusunda elli yılı aşkın bir zaman çaba gösterdi.
Osman Okkan’ın Almanya Serüveni
Osman Okkan; Üniversite eğitimi için uygun yaşlara geldiğinde1965’te Almanya’ya geldi. 1966’dan 1976’ya kadar Münster’deki Westfalian Wilhelms Üniversitesi’nde ekonomi, sosyoloji ve siyaset bilimi okudu .Üniversiteyi bitirdikten sonra da serbest gazeteci olarak çalışmaya başladı. Bazı gazete ve dergiler ile radyo ve televizyonlarda Almanca veya Türkçe haberleri yayımlandı.Daha sonra Alman ve Türk medyasında serbest gazeteci olarak çalıştı.
Federal Almanya İşçi Dernekleri Federasyonu(FİDEF) Genel Sekreterliği
Osman Okkan,1978-1980 yıllarında FİDEF kısa adıyla tanınan Federal Almanya İşçi Dernekleri Federasyonu’nun genel sekreterliğini yaptı. Almanya’da Türkiyeliler tarafından ilk dernek, okumak üzere gelen üniversite öğrencileri tarafından 1954 yılında Münih’te Alman-Türk Öğrenciler Birliği adı ile kuruldu. 1957 yılında Berlin ve Karlsruhe’de ve daha sonra diğer kentlerde kurularak sayıları artan öğrenci dernekleri 1962 yılında Münih’te biraraya gelerek Almanya Türk Öğrenci Federasyonu (ATÖF) çatısı altında birleştiler.Ve sonuçta ATÖF 1977 yılında dağıldı. Üye ve yöneticilerinin önemli bir bölümü daha sonra HDF ve FİDEF’in kuruluş sürecine katıldı.
Das KulturForum TürkeiDeutschland e.V.(Türkiye-Almanya Kültür Forumu) Kurucusu
Türkiye-Almanya Kültür Forumu(KulturForum TürkeiDeutschland); 80’li yılların başında Osman Okkan önderliğinde bi grup sanatçı,kültür ve medya uzmanı tarafından kültürler arası diyaloğu desteklemek amacıyla kuruldu.
Osman Okkan, kurucularından olduğu Türkiye Almanya Kültür Forumu ve Yunan-Türk Barış Girişimi’nin sözcüsüdür. 2009 yılından bu yana Ermeni-Türk gazetecilerin anısına etkinlikler düzenleyen Hrant Dink Forum Köln’ün kurucu ortağıdır.
Alman Devlet Televizyonu Westdeutscher Rundfunk Köln(WDR) Günleri
Osman Okkan;Türkçe ve Almanca yazılı basında çeşitli görevler sürdürdükten sonra 1982 yılından başlayarak Köln Radyosu olarak bilinen WDR Türkçe yayınlarında editörlük ve sunuculuk yaptı. 1987 yılında ise Hürriyet’in Bonn Temsilcisi olarak görevini üstlendi.Gazeteci ve film yapımcısı olarak 20 yılı aşkın bir süredir Westdeutscher Rundfunk Köln(WDR) Televizyonun’da Almanca ve Türkçe dil programları için editör ve sunucu olarak çalıştı.
WDR-Köln Radyosu ;Almanya’ya çalışmaya gelen Türk işçiler için Türkçe yayın yapan ilk radyodur.Özellikle 1964-2000 yılları arasında Almanya ile anavatan arasında “köprü” vazifesi gören Köln Radyosu, Almanya’da yaşayan göçmen Türklerin anavatanda olup-bitenler hakkında bilgi edindikleri ve severek dinledikleri tek haber kaynağıydı.
Osman Okkan; WDR Televizyonunda yaptığı proğramlarla 1990′ lı yıllardan itibaren Türk TV kanalları uydu aracılığıyla Almanya’da izlenmeye başlanıncaya kadar güzel Türkçesi ve düzgün diksiyonuyla Almanya’da ki Türkler’in hafızalarında sağlam bir yer edindi.
Türkiye’den Almaya’ya gelen Aziz Nesin, Fakir Baykurt, Yaşar Kemal gibi Türk edebiyatının dönemin yaşayan abidelerine hem eşlik etti, hem de tercümanlık yaptı.
WDR’de çalıştığı yıllarda ilk uzun metrajlı belgeseli Türk kökenli göçmenlerin video tutkusunu içeren Ödünç Hayaller (Hanno Brühl ile 1983) isimli çalışmasıydı.
Alman Tv Oskarı Grimme Ödülü
Papa II. Ioannes Paulus,13 Mayıs 1981’de, 17.00’ı az geçe Vatikan‘ın Aziz Petrus Meydanı‘nda 10 bini aşkın izleyicisini üstü açık arabası ile selamlamakta iken Türkiye’den kaçırılan gazeteci Abdi İpekçi’nin öldürülmesi olayının firari sanığı Mehmet Ali Ağca tarafından vurulmuştu.
Uzun yıllar Alman Radyo Televizyonu’nda (WDR) beraber çalışan Örsan Öymen ve Osman Okkan; 1986’dan 2006’ya kadar WDR için belgesel filmler yaptı. Papa Suikastı ismiyle yaptıkları belgesel monitör yayını 1982 yılında Alman Tv Oskarları olarak bilinen Grimme(Adolf-Grimme-Preis) Ödüllü’nü aldılar. Belgeselin yapımcılığını Örsan Öymen üstlenirken ,Osman Okkan ise yazar ve yönetmen olarak öne çıkıyordu.
Osman Okkan, 1984/85 yıllarında Günter Wallraff ile birlikte En Alttakiler adlı multi-medya projede çalıştı, aynı adlı kitabın ve filmin hazırlanmasına katıldı.Wallraf’ın belgesel film olarak da yayımlanan bu projesi için Türkiye kökenli işçiler ile tüm röportajları Osman Okkan yaptı.
1986 yılında WDR Kurumunda yayın sorumlusu redaktör olarak kadrolu göreve başlayan Osman Okkan, Türkiye´de yayınlanan 32. Gün adlı programın Almanya çekimlerini yönetti ve WDR Televizyonunun Kültürel Belgeseller ve Yakın tarih bölümünde çalıştı.
WDR’de çalıştığı yıllarda ilk uzun metrajlı belgesellerini hazırladı. Bu belgeseller arasında;
- Türk kökenli göçmenlerin video tutkusunu içeren Ödünç Hayaller (Hanno Brühl ile 1983),
- Nazım Hikmet – Şair ve İsyankar (1992),
- Patlayıcı Fikirler – Türkiye’deki Entelektüeller (1996)
- Yaşar Kemal – Siyaset ve Şiir Dolu Bir Yaşam (1997) vardı.
- 2012 yılında tamamladığı ve toplam altı bölümden oluşan İnsan Manzaraları adlı belgesel dizisi yoğun ilgi gördü.Bu dizide Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk, Elif Şafak, Murathan Mungan ve Aslı Erdoğan gibi altı çağdaş Türk yazarın portresini çizdi. Türkiye’nin uluslararası üne sahip efsanevi fotoğrafçısı Ara Güler ile ilgili filmi Ara Güler – Bir İstanbul Efsanesi bundan kısa bir süre önce İstanbul’da gösterildi.WDR film serisi
“İnsan Manzaraları – Türkiye’den Altı Yazar Portresi”
Alman, Türk ve ABD üniversitelerinde öğretim materyali olarak kullanılıyor.
Eşi Simone Sitte Okkan
23 Kasım 2007 Perşembe günü Köln’den İstanbul’a doğru havalanan uçağın yolcu bölümünde oturan, ama zaman zaman çok uzaklara daldığını, gözlerinin nemli olduğunu etrafındaki kişilerin farketmedikleri bir kişi, Osman Okkan da 20 yıl boyunca aynı idealleri, düşünceleri ve heyecanları, tüm hayatı paylaştığı eşinin, Simone Sitte Okkan’ın son yolculuğunda ona eşlik ediyordu.
Simone, yakalandığı amansız hastalığa Köln’de yenik düşmesinden önce, Osman’ının yanında oturamasa bile bu son İstanbul uçak yolculuğunu kendisi istemişti. “Beni İstanbul’da bir tepeye gömün!” demişti.
İşte Osman Okkan şimdi sevgili eşinin bu isteğini yerine getirmeye gidiyordu. Kimdi 51 yaşında yaşama veda etmek zorunda kalan ve İstanbul’da toprağa verilmesini isteyen Simone Sitte? Herşeyden önce Köln’de üniversite döneminde kültür alanındaki eleştirileriyle ve kitaplarıyla tanınmaya başlamıştı, Simone…
Daha sonra dört yıl süreyle WDR’ın (Batı Alman Radyoları) Radyo Oyunları bölümünde redaktör olarak görev yapmıştı. Almanya’nın önemli gazetelerinden Süddeutsche Zeitung ve Kölner Stadt Anzeiger’deki edebiyat eleştirileri ile meslek yaşamında tırmanışını sürdüren Simone Sitte Okkan daha sonraki film biyografileriyle başta Yaşar Kemal olmak üzere Türk edebiyatının ünlü isimlerinin Almanya’daki tanıtımında büyük rol oynamıştı…
1990’lı yıllara Simone Sitte WDR Televizyonunda yayımlanan çeşitli yazarlarla ilgili filmleriyle başlamıştı. 1993 yılında ise “Almanya’daki Siyasî Sığınmacılar” konulu radyo röportajı Simone’ye CİVİS (Medyada Medeni Cesaret) Ödülü’ü getirmişti. 1996 yılından itibaren de Nâzım Hikmet, Yaşar Kemal ve Aziz Nesin’le ilgili otuzar dakikalık belgesel filmleri Osman Okkan’la birlikte yapmıştı, Simone… (Bu üç film daha sonra Almanya’da lise son sınıflarda ders birimleri olarak kabul edildi)
Osman Okkan’ın Aldığı Ödüller
2012 yılında Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti (NRW) Liyakat Nişanı‘nı aldı.Ödül kendisine Eyalet Başbakanı Hannelore Kraft tarafından takdim edildi.
2014 yılında da Almanya Federal Cumhuriyeti Liyakat Nişanı‘na layık görüldü. Başkent Berlin’deki ödül töreninde Okkan nişanını Alman Cumhurbaşkanı Joachim Gauck’dan aldı.
Intermedia film ve produksiyon şirketi tarafından Dünya Medya Festivali kapsamında 200’ün üzerinde filmin katıldığı film festivali yarışmasında, yapımcılığını yönetmen ve gazeteci Osman Okkan ile Simone Sitte’nin üstlendiği, Alman-Fransız ortak kanalı ARTE’nin katkılarıyla hazırlanan “Hrant Dink Cinayeti Dosyası” adlı belgesel film 2010 yılında Altın Küre ödülünü aldı.
Almanya’nın Hamburg kentindeki Delphi Showpalast adlı gösteri salonunda düzenlenen ödül törenine yönetmen Okkan, uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayatını kaybeden Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, Dünya Medya Festivali Başkanı Cora Chinbuah ile çeşitli ülkelerden gelen yönetmen ve yapımcılar katıldı. Okkan ödülünü, jüri üyelerinden Norman Schlomka’nın elinden aldı.Kuzey Ren Vestfalya Film Vakfı’nın teşvikiyle çekilen filmi ARTE kanalı ilk kez 24 Mart 2009 tarihinde yayınladığı “Türkiye’nin AB Rüyası ve Ermeni Sorunu” adlı programda gösterdi. WDR ve ARTE’nin ortak yapımı olan belgesel, filmpool GmbH ve Türkiye Almanya Kültür Forumu’nun işbirliğiyle çekildi ve tüm dünyada çeşitli festivallerde ve özel gösterilerde izlendi.Osman Okkan ile Simone Sitte’nin çizdikleri film portresi, cinayetin öncesini, Ermenilerle Türkler arasındaki güç ilişkiyi ve Türkiye’yi sarsan Hrant Dink cinayetinin Ergenekon ve derin devlet“ ile ilişkilerini ele alıyor.
Osman’ı Münster (Almanya) yıllarımda tanımıştım. Selamlarımla…