Osmanlı döneminde Uşak’ın en büyük eğitim kurumu Ayıntâbî Medresesi’nin kurucusu ve baş müderrisi olan Ayıntabizade Hacı Ahmet Efendi, vasiyetnamesinde başta kendi oğlu Rasih Efendi olmak üzere bütün ilim yolcularına seslenmektedir.
Eski âlimlerimiz okuma-yazmanın yanında cemiyetin irşadına adamış kimseler olarak da dikkat çekmektedir. Ayıntabizade Hacı Ahmet Efendi, diğer pek çok âlim gibi diliyle ve kalemiyle irşat vazifesini en güzel bir şekilde üstlenmiş ve yürütmeye çalışmıştır. Bu yönüyle bu vasiyetnamenin eğitim-öğretim, dini irşat sahasında günümüz için ayrı bir öneme sahip olduğunu düşünüyoruz.
Ayıntabizade Hacı Ahmet Efendi, Isparta’nın Yalvaç kazasındaki Ahmet Rüştü Efendi Medresesinde hocası III. Selim devrinde yaşamış Nakşibendî tarikatı şeyhlerinden, Şarkikaraağaç (Yalvaç) Müftüsü Karaağaçlı Ahmet Rüştü Efendi (ö.1251/1835)’dir. Dolayısıyla kendisi de Nakşibendi Tarikatine bağlıdır.

Ayıntabizade Hacı Ahmet Efendi Vasiyetnamesi
Ayıntabizade Hacı Ahmet Efendi vasiyetnamesini 1871-1872 yılında yazmış. Lakin vasiyetnamesi başta kendi oğlu Rasih Efendi olmak üzere bütün ilim yolcularına şöyle nasihat ediyor;
Allah Teâlâ’nın ismini zikrederek, kendisine hamd ederek, Habibi Muhammed Mustafa (sav)’e salavat ederek başlıyorum. Bu yazı Allah Teâlâ’ya muhtaç Antepli Ahmed’in başta Oğlu Rasih Efendi olmak üzere hakiki ve manevi bütün evlatlarına yazdığı bir vasiyetnamedir.
Oğulcuğum! İlim tahsilinde öncelikle niyetini düzeltmeli sonra da o ilmi Allah Teâlâ’nın rızasını talep etmekle meşgul olmalısın. Çünkü ameller niyete göre değer kazanır. Sen Allah katında kabul görecek ameller işlemeye bak. Zira bildikleriyle amel eden kimselere Allah Teâlâ bilmediklerini de öğretir.
Abdesti tam manasıyla alarak beş vakit namazı bütün adabı ve erkânıyla cemaatle kılmaya devam etmelisin. Abdest aldıktan sonra kılınan iki rekât şükür namazı kılmalısın. İşrak, duha, evvâbîn ve teheccüt gibi nafile namazları ihmal etmemelisin. Pazartesi ve Perşembe orucu gibi haftanın bazı günlerini nafile oruç ile geçirmelisin. Şayet mümkün olursa günlerini Hz. Davut (as) gibi (bir gün oruçlu bir gün oruçsuz) geçirmeli ve gün aşırı oruç tutmalısın.
Bilhassa tevazu, yumuşaklık ve cömertlik gibi ahlak-ı hamide ile ahlaklanmalısın. Bunların zıddı olan özellikle de kibir, katılık ve cimrilikten sakınmalısın. Bütün hallerinde Allah’tan kork. Çünkü Allah kendisinden korkan (muttaki) kullarını sever. Devamlı abdestli ol. Kim ki abdestli ölürse şehit olarak ölür.
Eğitim-öğretim mütalaa ve diğer bütün hallerinde kıbleye yönel. Hiçbir kitaba ve kâğıt parçasına abdestsiz dokunma. Hocanın en bilgilisini, ilmiyle en iyi amel edenini, Allah’tan en çok korkanını, en yaşlısını ve derslere karşı en devamlı olanını seç. Tembellerle, Allah’a itaat etmeyenlerle ve arzularına uyan kimselerle arkadaş olma. Sana faydalı bir harf öğreten kimselerin emrine amade (ayaklarına toprak) ol.
İnsanlar arasına sadece eğitim-öğretim vesilesiyle yahut dinin menfaatine olan işler için karış. Asla zulme meyletme. Aksi takdirde ahirette sana ateş dokunur. Gününü gün edenlere bakma. Aksi halde seni de yoldan çıkarabilirler. Gücün nispetince haramlardan ve şüpheli şeylerden uzak dur. Çünkü kıymetli bitkilerin güzel yerlerde yetiştiği gibi, değerli işler de değerli adamların elinden çıkar.
Daima hareket halinde ve çalışkan ol. Ağlamaklı, kırık kalpli olmaya gayret et. Vakitlerini faydasız şeylerde harcama. Vakitler parayla satın alınmaz. Ama paralar vakitlerle satın alınabilir. Aslınla övünme. Zira idrar aslında şerefli bir su olmasına rağmen bak sana ne hale gelmiş asaletini kaybetmiştir.
Daima olgun davranışları elde et. Zira sen babanın ilmine ve olgunluğuna varis olacak değilsin. Çünkü kıyamet gününde insana mallar ve evlatlar değil, ancak (günahlara meyletmeyen) sağlam bir kalp fayda verecektir. Yalnız kalmayı tercih et. Yalnızlığı seçenlerin arkadaşı Allah olur. Allah’ı çok zikret. Çünkü bir kimse kimi zikrederse onun meclisinde oturan arkadaşı sayılır. Kendisi olgun ve insanları da olgunlaştırmaya çalışan kâmil, mükemmil hocalara hizmet et.
Allah’ı tanıyıp, malıyla ve canıyla kendisini O’na adayan hakiki mürşitlere hizmet et, onların gönlünde yer eder, yüksek himmetlerine kavuşursun. Kendilerinden tam manasıyla istifade edersin. Sakın böyle hakiki mürşitleri inkâr etme. Onları inkâr eden kurtuluşu ebediyen bulamaz.
Anne ve babanın (meşru) isteklerine itaat et, onlara asla “öf” bile deme. Zira cennet annelerin ayaklarının altındadır. (Anne, baba ve diğer akrabaları ziyaret ederek) Sıla-i rahim yap. Sıla-i rahim emrini terk edenin Allah’ın rahmetinden nasibi kesilir. Allah Teâlâ’ya istiğfarda bulun; senden O’nun rızasına aykırı olarak sadır olan her şey için sabah-akşam daima tevbe et. Çünkü günah işleyip de tevbe eden kimse günah işlemeyen (ve günah işlemedim diye övünen) kimseden daha iyidir.
Bundan dolayı tevbe eden velinin, hiç günahı olmayan veliden daha iyi olduğu söylenmiştir. Keza insanın hakirliğe, kırık kalpliliğe sebep olan günahkarlığın; gururlanmasına sebep olan itaatkarlıktan daha hayırlı olduğu söylenmiştir. Bütün işlerinde Allah Teâlâ’nın rızasına niyet et. Öğrenirken, öğretirken, ayaktayken, otururken, kitap mütalaa ederken, yerken, içerken hâsılı bütün işlerinin başında Allah Teâlâ’nın rızasına niyet ederek başla ki, yaptıklarınla kalbin birbirine uysun. Sıradan işler güzel niyetler sayesinde ibadet olur. Tabi ki çirkin niyetlerle yapılan (önemli) işlerin cinayet olduğu gibi. Gereksiz yere bir kimsenin kalbini kırmaktan tamamıyla sakın. Zira kalp kırmak Ka’be’yi yıkmaktan daha kötüdür.
Şöhretten kaçın, sıradan bir insan gibi ol. Her ne kadar insanlar çok istese de şöhret afettir. Her ne kadar İnsanlar buna sıcak bakmasalar da sıradan birisi olmak daima rahatlıktır.
Faydalı ilimlerle uğraş, lüzumsuz bilgiler insana fayda sağlamaz. Tartışma ve münakaşadan kaçın. Bunun günahı faydasından büyüktür. Unutmaya sebep olan şeyleri terk et. İlim Allah’ın razı olmasıdır. Onun tehlikesi ise unutulmasıdır. Bu da Allah’a asi olmayı gerektirir.
Vekî’a hafızamın zayıflığından şikâyet ettim. O da bana günahları terk etmemi tavsiye etti. Çünkü ilim Allah’ın verdiği bir fazilettir. Allah bu üstünlüğü günahkâra vermez. Duyduklarını yazarak kayıt altına al. “İki dudak arasını aşan her sır şayi olur; kâğıda yazılmayan her bilgi de zayi olur” denilmiştir. Yazdıklarını da muhafaza et.
Çünkü satırlarda olan değil, kalplerde olandır. Hülasa, “Ta’lîmü’l-Müteallim” isimli kitaptakilerle amel et. Yüce insanların mukaddes ruhlarından medet iste. Bazen o mübarek insanların kabirlerini ziyaret et ve bazı kabirlerde Allah Teâlâ’ya dua et. Bunda pek çok faydalar vardır. başta ders ve mütalaa esnasında olmak üzere hiçbir zaman zamanlarda kabirlere sırtını dönme.
Kabristandan geçerken birinde bir Fatiha üç İhlas okursan, diğerinde bir Fatiha onbir ihlas oku, sevabını da kabristanda yatanlara bağışla. Hakkına riayet ederek Kur’ân-ı Kerim’den her gün bir cüz oku. Bunun yanında Delâilü’lHayrât, Evrâd-ı Bahâiyye, el-Hizbü’l-A’zam gibi cehennem ateşinden kurtulmaya vesile olacak muhtelif istiğfarları ve virtleri de oku. Bunun dışında (okumaya devam ettiğin) bazı virtlerin bulunsun. Çünkü dünyada virdi olmayanın ahirette sığınacağı bir yeri yok demektir. Daha fazla virdin de olmasın. Yukarıda saydıklarım insanın hidayeti için yeterlidir. İnsanların hatta talebelerin ekseriyetinin düştüğü keyif veren alışkanlıklardan sakın. Pek çok vasıfları diğer içeceklerde de bulunan kahve alışkanlığından da kaçın. Çünkü her güzellik onda yoktur.
Yetecek kadar helal rızıkla yetinmeye çalış. Çünkü bu kendisine sabredilen fakirlikten ve şükredilen zenginlikten hayırlıdır. Bu durum, şu meşhur haberle de sabittir: “Allah’ım (Hz.) Muhammed’in Ehl-i Beyt’ine ve Müslümanlara yeterli miktarda rızık ver.” Hırs ve tamahtan sakın. Hırs insanı şefaatten mahrum eder. Tamah ta insanın rezil olmasına sebep olur. Tamah eden insanlar içinde zelil, kanaat eden de aziz olur. Hırs ta insanı rezil eder.
Sabah namazından sonra Yâsîn, öğleden sonra Fetih, ikindiden sonra Nebe’ akşamdan sonra Vâkıa, yatsıdan sonra da Mülk Sûrelerini oku. Övünç vesilesi olacak elbiselere meyletme, sahip olduklarını giy. Çünkü dış görünüşünü süslemek kadınların âdetidir.
Az ye, az iç, mümkün mertebe az konuş.
Çok yemek, zekâya zarar verir.
Çok konuşanın hatası çok olur.
Çok uyuyandan da kimseye fayda gelmez.
Peygamberimiz (sav), gaflet uykusu, şekavet uykusu, rahmet uykusu, ukubet uykusu, rahatlık uykusu, lanet uykusu ve hasret uykusu olmak üzere yedi çeşit uykunun olduğunu haber vermiştir. Gaflet uykusu, insanı zikirden alıkoyar. Şakâvet uykusu, sabah vaktindeki uykudur. Rahmet uykusu, ikindiden sonraki uykudur. Ukubet uykusu, seher vaktindeki uykudur. Rahatlık uykusu, öğleden önceki uykudur. Hasret uykusu Cuma gecesi uyunan uykudur. İlim tahsili için (bilhassa) günahların çok işlendiği, sünnetlerin terk edilip bidatlerin işlendiği; iyileri ve salihleri az; yaramazları çok, olan memleketlere gitme. İddiacılığı bırak. Çünkü kim ben âlimim derse o cahildir. Hocalarına karşılık verme. Çünkü onların hataları senin yanlışlarından iyidir.
Gafil ve tembellerle arkadaş olma. Çünkü kötülükler insana çabuk sirayet eder. Yalanı bırak. Zira yalan bütün dinlerde haramdır. Kendini temize çıkarmaya çalışma. Allah Teâlâ kendisinden korkanları çok iyi bilir. Kitap-ilim mütalaası esnasında mümkün mertebe namazda oturduğun gibi otur. Ya hayır konuş yada sus.
Giyim-kuşamda salih kimselere benzemeye çalış. Çünkü kim bir topluluğa benzerse, o da onlardan birisidir. Salih kimseleri sev. Zira kişi (dünyada olduğu gibi) ahirette de sevdikleriyle beraberdir. İnsanlar elinden ve dilinden zarar görmesin ki gerçek Müslüman olasın. Rızık hususunda da Allah’ın taksimatına razı ol. Zira rızıklar ezelde taksim edilmiştir. Aynı günahı işlemek istemiyorsan hiçbir kimseyi önceden işlediği günahla kötüleme.
Din kardeşinin kuyusunu kazma. Aksi takdirde kazdığın kuyuya sen düşersin. Hiç bir kimsenin yanında haddinden fazla oturup da ona eziyet verme. Çünkü (dost ziyaretini) kısa tutmak karşıdaki insana rahatlık verir. Kötü arkadaştan şiddetle sakın. Onun vereceği zararın İblis’in vereceği zarardan daha tehlikeli olduğu bildirilmiştir. Kişiyi sorma; arkadaşına bakıver – Çünkü insan arkadaşına uyar. Arkadaşı kötüyse ondan süratle kaç – Hayırlıysa yaklaş ki hidayet bul. İlim tahsilinin zorluklarına katlan. Sabır, bütün zorlukların anahtarıdır. İlim tahsili esnasında toprağı döşek, taşı yastık yapmak gerekir. Elde edilecek fayda katlandığın yorgunluk kadardır. Talebelerin ilim tahsili sırasında yorgunluk, meşakkat ve fakirlik bakımından ileride olanları, daha sonraki hayatlarında ilim, hizmet ve feyiz bakımından en yüksek mertebede olanlarıdır.
Gizli şirk olan riyadan sakın. Kendisinde ihlas olmayan amel makbul olmadığı gibi, amellerde ihlas olmadan kurtuluş da yoktur. İhsan da böyledir. “Allah’ın seni gördüğünü düşünerek ibadet etmendir. Çünkü her ne kadar sen O’nu göremiyorsan da o seni her an görmektedir.
Meclislerde, yolda, namaz esnasında senden daha çok bilen, daha güzel okuyan ve senden daha yaşlı kimselerin önüne geçme. Onlardan önce konuşma. Bu hareketin insanları, edepsiz olduğun düşüncesine sevk eder. Dersten ve mütalaadan önce şöyle dua et:
“Allah’ım! Bizi vesvese ve kuruntulardan kurtararak, anlayış nurunu ver. Allah’ım! Bize lütuf kapılarını aç. Ey merhametlilerin en merhametlisi, bizi rahmet hazinelerine kolayca ulaştır. Ey müşkülleri çözen, gizlileri, saklıları bilen Allah’ım! Çeşitli manevi hakikatleri görmeme mani olan engelleri kaldırıver. Hata ve sapıklıktan beni koru. Her işte muvaffak kılan sensin. Gizlileri bilen sensin. Sen her şeye kadirsin. Ey Merhametlilerin en merhametlisi!”
Oğulcuğum! Nasihatim ve vasiyetim olsun ki, bunlarla amel et. Bunları kendine rehber olarak kabul et. İnsanlara da bu nasihatleri yap ki Allah Teâlâ ve insanlar yanında kâmil ve makbul bir âlim olasın. Bu tavsiyelerime uymaktan kaçınırsan aldanırsın. Çünkü iki günü eşit olan aldanmıştır.
Allah Teâlâ’ya emanet ol. Muvaffakiyet O’ndandır. Her işte O’na tevekkül ediyor ve O’ndan yardım diliyoruz. Yüce ve büyük olan Allah Teâlâ’dan başka çare ve güç yoktur. Rasûllüllah (sav), onun güzide ashabı, Ehli Beyt’i ve bütün müminler üzerine olsun. Şeref sahibi olan Allah Teâlâ’yı (müşriklerin ve kâfirlerin) kendisine yakıştırdıkları noksan sıfatlardan tenzih ederiz. Bütün peygamberlere de salat-ü selam olsun. Bizi bu vasiyetnameyi yazmaya muvaffak kılan Allah Teâlâ’ya tekrar hamdolsun. Bütün kusurlardan Rabbimizden mağfiret dileriz.
Antepli Ahmet Efendi’nin Evlatlarına Yazdığı. Vasiyetname ‘nin Metin, Tahkik ve Tercümesi-Doç. Dr. Abdülkerim SEBER-Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi-İslami İlimler Fakültesi Temel İslam Bilimleri ABD-2018
Ayıntabizade Hacı Ahmet Efendi ve Ailesi
Ayıntabizade Hacı Ahmet Efendi, Uşak’a 1835’te gelmiş ve 87 yaşında iken vefat etmiştir. Doğum tarihi bilinmemektedir. Ayıntabizade Medresesi bugün Anadolu Lisesi olan binanın olduğu yerde iken günümüze ulaşamamıştır.
Ayıntabizade Medresesi kurucusu ve baş müderrisi olan Ayıntabizade Hacı Ahmet Efendi’ nin vefatı ile yerine oğlu Rasih Efendi geçmiş sonrasında Rasih Efendi oğlu Salih Efendi geçmiştir. Aile, Cumhuriyet sonrası bir kısmı Uçar, bir kısmı Antep soyadını alacaktır.
Müellifi Ömer AŞCI
© Copyright www.usaktayiz.com tüm hakları saklıdır. Kod, haber, resim, röportaj gibi her türlü içeriğinin tüm telif hakları www.usaktayiz.com.tr‘a aittir. www.usaktayiz.com sitesinde yer alan bütün yazılar, materyaller, resimler, ses dosyaları, animasyonlar, videolar, dizayn, tasarım ve düzenlemelerimizin telif hakları 5846 numaralı yasa telif hakları korunmaktadır. Bunlar www.usaktayiz.com ‘un yazılı izni olmaksızın ticari olarak herhangi bir şekilde kopyalanamaz, dağıtılamaz, değiştirilemez, yayınlanamaz. İzinsiz ve kaynak belirtilmeksizin kopyalama ve kullanımı yapılamaz .www.usaktayiz.com ‘daki harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. www.usaktayiz.com ‘da hiçbir bildirim yapmadan, herhangi bir zaman değişikliğe gidebilir. Bu sitedeki bilgilerden kaynaklı hataların hiçbirinden sorumlu değildir.